8 Mart 2016 Salı

Dinimizde Dövmenin Yeri


İlahiyatçı Sos. Mesude KURT



Salamunaleyküm Sevgili Gönül Dostlarım...

Uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz.

Bugün ki konumuz dinimizin dövmeye bakış açısı.

Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu konu ile ilgili yeni bir fetva yayımladı, elbetteki bu konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konuda farklı görüşlere ve yorumlara yer vermeden tamamen Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fetvasina bağlı kalınması gerektigini düşünüyorum.

Fetva şu şekilde;

Vücudunda dövme bulunan bir kimse mümkünse, onu ortadan kaldırmalıdır. Bu mümkün olmazsa, Allah'tan bağışlama dilemelidir" denildi.

Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fetvasında şu ifadelere yer verildi: 

"Dövme yani vücuda iğneler batırarak deri altına boya zerk etmek sureti ile deri üzerinde çeşitli şekiller oluşturmak dinimizce yasaklanmıştır. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur, 'Dövme yapan ve yaptıran kadınlara, kaş ve yüzlerinden tüy yolan ve yolduranlara, dişlerini seyreltip inceltenlere ve bu şekilde Allah’ın yarattığı şekli değiştirenlere Allah lanet etmişti.' Dövme yaptırmak yasaklanmış olmakla birlikte, deri üzerinde suyun alta ulaşmasına engel olacak bir tabaka oluşturmadığı için gusül ve abdeste engel değildir."

GEÇİCİ DÖVME GUSÜLE ENGEL 

Din İşleri Yüksek Kurulu, "Dövme yaptırmak, abdeste veya gusle engel midir?" ve "Kalıcı dövme ile geçici dövmenin bu konudaki hükmü aynı mıdır?'' soruları üzerine, şu yanıtı verdi:

"Vücudunda dövme bulunan bir kimse mümkünse, sağlığına zarar vermeyecek yöntemlerle onu ortadan kaldırmalıdır. Bu mümkün olmazsa Allah'tan bağışlama dilemesi, yaptığına pişmanlık duyması gerekir. Yapıştırma yöntemi ile deri üstüne yapılan geçici dövme ise suyun deriye ulaşmasına engel olacağından gusül ve abdeste engel olur."

Konuyu yukarıda da bahsettiğim şekilde Din İşleri Yüksek Kurulu çok net bir şekilde açıklamıştır, konu ile ilgili sormak veya danışmak istediğiniz harhangi bir sorunuz varsa Sevgili Gönül Dostlarım cevaplamaktan mutluluk duyarım.

Sevgilerimle...

23 Ocak 2016 Cumartesi

DERS NİTELİĞİNDE BİR KISSA " GRAMERCİ "


    İlahiyatçı Sos. Mesude KURT


      Selamünaleyküm Sevgili Gönül Dostlarım,

      Bugün Sizlerle Hayata Dair Ders Verici Nitelikte Olan Ve Bizi Kendimize Getirecek Bir Kıssa Paylaşmak İstedim,

 Kıssamızın İsmi Gramerci,

      Bir Gramerci, Bir Gün Gemiye Biner. Denizde Yol Alırken Kaptana Şunu Sorar;

-          Kaptan, Gramer Bilir Misin? Kaptan;
-          Hayır, Bilmem Der.
-          Gramerci Bütün Hazmedilmiş Bilgilerin Vermiş Olduğu Gurur İle O Meş’um Hükmü Söyler;
-          Öyle İse Yarı Ömrün Ziyan Oldu!

       Derken Denizde Fırtına Kopar, Sular Bir Anda Karışır, Gemi Dalgalar Üzerinde Fındık Kabuğu Gibi Sallanıp Çıtırdamaya Başlar.

-          Bu Kez Gemici Gramerciye Sorar;
-          Efendi Yüzmek Bilir Misin?
-          Gramerci Dehşet İçinde  “Hayır Bilmem!” Deyince,  Gemici O Mukadder Hükmü Söylemek Zorunda Kalır.
-          Öyle İse Bütün Ömrün Ziyan Oldu!

      Günümüz dünyasında kartvizitlere önem verilerek, insani değerlerin önemsenmediğine şahit olmaktayız.

      Bende sizlerden bu kıssadan çıkardığınız düşünceleri paylaşmanızı rica ediyorum. Böylelikle bizi kendimize getirecek, farkındalığımızı arttıracak farklı düşünceler, farklı yorumlar ile ilerlemiş olacağız.

Sevgilerimle…


15 Ocak 2016 Cuma

İLMİHAL (TEYEMMÜM)














Selamlar Sevgili Gönül Dostlarım

Teyemmüm konusunda kitap ve sünnete baktığımızda "maide süresi ayt.6" Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فاغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُواْ بِرُؤُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَينِ وَإِن كُنتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُواْ وَإِن كُنتُم مَّرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاء أَحَدٌ مَّنكُم مِّنَ الْغَائِطِ أَوْ لاَمَسْتُمُ النِّسَاء فَلَمْ تَجِدُواْ مَاء فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُواْ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُم مِّنْهُ مَا يُرِيدُ اللّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُم مِّنْ حَرَجٍ وَلَكِن يُرِيدُ لِيُطَهَّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُون

Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz boydan boya yıkanın. Eğer hasta yahut yolculukta olursanız veya sizden biri tuvalet ihtiyacını görmüş ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah size bir zorluk çıkarmak istemiyor; ancak sizi temizlemek ve olur ki şükredersiniz diye üzerinize nimetini tamamlamak istiyor.)


Efendimiz; "Namaz beni nerede yakalarsa TEYEMMÜM eder namazımı kılarım." buyurmaktadır.
Toprak,temizlik maddesidir. Teyemmümde esas olan,toprağın vurulan elin içi ile mesh edilmesidir.
Yağlı boya olmamakla birlikte,toprak, alçı ve kireçle teyemmüm edilir.Kaya tozu,sürme,kurşun tozu,kiremit tozu,kiremit tuğla ve taş ile de olur.
İmam_ı Muhammed e göre; toz olur.
İmam_ı Yusuf göre; üzerinden çıkan tozla olmaz derken, mermer ile olabileceğine cevaz vermektedir.
Teyemmüm kirliliği ortadan kaldırmaz,sadece Allah (cc) ın bir kolaylığıdır.
Teyemmüm eden kişi suyu bulduktan snr vakit çıkmamış ise namazını tekrar eda eder mi?
Tekrar eda etmesine gerek yoktur.
Otobüs de kılınan da aynımıdır?
Evet aynıdır. Tekrara gerek yoktur.
İki soru ve cevapları ile örnek verdim. Sorularınız,cevaplamaya dvm edile edilecektir.
Bu konuya bir KISSA ile son verelim.
İki kişi Peygamberimize gelir ve sorarlar; Yarasulullah ikimiz de teyemmüm edip namazımızı kıldık. Diğeri ben tekrar eda ettim derken diğeri ise ben tekrar eda etmedim der.
Bunun üzerine; efendimiz tekrar eda edene,sen iki defa sevaba girdin çünkü daha çok emek verdin buyurur. Diğerine ise,senin namazın da sana yetti buyurarak sorunu çözüme ulaştırarak bize ışık tutmuştur.


ALLAH A EMANET OLUN.

5 Ocak 2016 Salı

BİR MÜSLÜMAN NASIL OLMALI ?


İlahiyatçı Sos. Mesude KURT











Selamünaleyküm Sevgili Gönül Dostlarım...

Mümin; inanan kişi demektir, İçten inanan anlamına geldiğinden,tasdik eden ve güvenen anlamına da gelir.
Mümin; amentünün bütün şartlarını kabul eder.
Mümin; kalbinde sevgiyi barındırmayı bilen kişidir. Sevgi çok anlamlı bir kelimedir,herkes için anlamı farklıdır. Başta Allah sevgisini kazanan her insan diğer sevgileri de peşinden getirir.
Mümin; sıkıntı ve musibetlere karşı sabırlı ve bir çınar ağacı gibi dimdik olur. İmanlı insan bu dünyayı "Cennet in bekleme salonu gibi görür." Bu bekleme salonunda başına gelenlerin hepsini hoş görür, çünkü burada sabredince Cennet'e kavuşacağını ümit eder.
Mümin; her haliyle karlıdır, hoşuna gitmeyen durumlarla karşılaştığında sabreden,sevaba girer. Sevdiği,hoşuna olaylarla karşılaştığında ise şükreder, sevaba girer. İnanan insan sabırlı ve tevekküllü olur ve dayanma gücü verir. İnanamayan insan bu hasletleri içinde barındırmadığı için bu süreçte bunalıma girer ümitsizliğe düşer.


Bazı insanların imtihan olarak gördükleri olaylar, diğer insanlar için şükretmeye vesiledir. Mesele, olaylara bakış açımızı değiştirmek,hep iyi gözle bakabilmektir. Ortaya yarım bardak su koyduğumuzda; iyimser insan, ne güzel bardağın yarısına kadar su dolu der. Kötümser insan ise, ne kötü bardağın yarısını boş bırakmışlar diye düşünür.
İşte olaylar da aynen böyledir. Aynı olaydan bazı insanlar mutlu olurken, diğerleri mutsuz olabilir. Yaşanan sıkıntılardan ayaklarımız çamura batmış olsa bile kafamızı kaldırıp yıldızlara bakıp mutlu olmalıyız. İnsanlar irade hakimiyeti ile her güçlüğün üstesinden gelebilir, İnsan,bulunduğu ortamda mutlu ise başarılı bir insandır. Mutlu olmak,zengin olmaya, şöhretli olmaya, bağlı değildir.
Sonuç itibariyle....
Mümin; yalan söylemez, küfürden rüyadan uzak durur,emanetleri korur,iffetlidirler, ahlaklıdırlar, vakarlıdırlar ve boş işlerle uğraşmazlar.

Sevgiyle huzurla mutlu kalın..

31 Aralık 2015 Perşembe

İSLAM VE NOEL



İlahiyatçı Sos. Mesude KURT




Selamünaleyküm Sevgili Gönül Dostlarım

Hristiyan inancına göre NOEL,bir bayramın adıdır. Gerçekte Noel (yılbaşı) kutlamalarının Hz. İsa'nın doğumuyla herhangi bir ilgisi yoktur. NOEL Baba efsanesi sonradan Saint Nicola adlı papazın uydurmasından ibarettir. Hristiyanların geleneksel bayramı olan Noel, şu anda halkı müslüman olan ülkeler arasında müslümanların rağbet etmesi İslam dan uzaklaşma yoluna girmelerine sebep olmuştur.
Müslümanlar önce "müslüman" ismine yaraşır vakar ve bilincin şuurunda olabilmelidirler. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz " Kim bir kavme benzerse o kavimdendir." Hadisi Şerifini unutmamalıyız.
(Ebu Davut, libas 4; Müsned N/50)

Alimlerimiz şekli taklidin itikadi taklide götüreceğine dikkat çekmişlerdir.
Ayrıca sayısız çam ağaçlarını katletmek üzücü,anlamak da mümkün değildir.
Dini inancımızın gereği olan kurban bayramında kesilen kurbanlara vahşilik diyerek çığırtkanlık yapanların hindileri ziyafet sofralarına koymaları ayrıca dikkat çekicidir.
1 Muharrem Hicri Yılbaşı olup ay yılıdır.1 Ocak ise miladı Yılbaşı olup güneş yılıdır. Tebrik edilip,tebrikler kabul görmelidir. Her ikiside Mevlanın dır o günleride dua niyaz ve Rabbimize bu günlere ulaştırdığı için şükrederek geçirmeliyiz.
Bu anlayışla yeni bir yıla girerken geçmiş yılın muhasebesini yapmalı,yeni yılın milletimize ve bütün insanlara hayırlar getirmesini; yoksulluğun,savaşların,doğal felaketlerin,açlığın olmadığı ve insanların kardeşçe yaşadığı bir dünya olması dileğiyle.

Sevgiyle huzurla mutlu kalın..


28 Aralık 2015 Pazartesi

" Hz. MEVLANA'nın Mesnevisinden Nasihat "



İlahiyatçı Sos. Mesude KURT



Selamünaleyküm Sevgili Gönül Dostlarım ,
                                                               " NASİHAT "
Dünyada dost ister isen Hz. Allah yeter,
Mürşidi kamil ister isen Hz. Kur'an yeter,
Delil ister isen Hz. Muhammed yeter,
Meşgul olmak ister isen ibadet yeter,
İbret almak ister isen ölüm yeter,
Zengin olmak ister isen kanaat yeter,
Bunlar da yetmez der isen Nar-ı Cehennem yeter...


Kaderinde ne ise odur etme merak,
Uyma kendi nefsine,Hakkın emrine bırak
Altından ağacın olsa zümrütten yaprak
Akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak.


Bul erbabını danış akıl,dinlemek ferasettir,
Zaman ahir oldu,zuhur eden alamettir,
Heva-i nefsine uyma; sabrın sonu selamettir
Ne aldandın be hey şaşkın bu can sana emanettir.


Mal ve mülke mağrur olma, deme var mı ben gibi
Bir muhalif rüzgar eser,savurur harman gibi,
Dünya malı elde iken düşmanların dost olur,
Elde bir şey kalmayınca dost bile düşman olur.


İbret gözüyle bakın dünya misafirhanedir,
Bir mukim insan bulunmaz ne tuhaf bir hanedir,
Bir kefendir en sonu zengin-fakir sermayesi
Malına gururlanan gafil değil ya nedir?



Bizlere sayısız nimetler veren ve sevgili efendimize ümmet eyleyen Rabbimize şükürler olsun.

Mevlana Hazretlerinin bu sözleri bize yol göstermekte olup Rabbimizle aramızda bir gönül köprüsü kurup ve bu kurduğumuz gönül köprüsünde yürümemize vesile olacaktır. Bu konuda tasavvufun yeri önemli, ve hayatımızı yaşarken yolumuzu aydınlatıp bize doğruları göstereceğini düşünüyorum.

Her zaman ama her zaman Rabbimize sığınmalı yaptığımız ve yapacağımız işlerde bize lütfuyla, keremiyle hayıralar bahşetmesi için duada bulunmalıyız.



Sevgiyle huzurla mutlu kalın....


22 Aralık 2015 Salı

Mevlit Kandili Nedir, Nasıl İdrak Etmeliyiz ?



İlahiyatçı Sos. Mesude KURT 


Selamunaleykum Sevgili Gönül Dostlarım

İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim peygamberimiz Hz.Muhammed (a.s) 571 yılında kamera aylardan Rebiulevvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Bu mübarek geceye MEVLİD KANDİLİ denir.


Onun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet,zulüm ve Allah inancı unutulmuş,insanlık korkunç ve karanlık bir durumda düşmüş ,dünya yaşanmaz hale gelmiş ve bu devre cahiliyye devir denmişti.


Sevgili Peygamberimizin doğumu ile dünya aydınlanmış, tek Allah inancı ile kalpler nurlanmıştır. Eşitlik,kardeşlik ve adalet gelmiştir. Ona inanan toplumlar gerçek huzura kavuşmuştur. Onun doğduğu gece,insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.
Bu gece, müslümanlar arasında yüzyıllardan bu yana büyük bir coşku kutlanmakta,sevgili peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Büyük alimlerimizden olan Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı onun doğumunu,üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.
Bununla beraber,onun ahlak ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize şiar edinmek başta gelen görevlerindendir. Asıl o zaman onun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.


Öyleyse bu geceyi nasıl idrak etmeliyiz ?

Kur'anı Kerim okumalı okuyanlar dinlemeli tesbihatta bulunmalı
Peygamber Efendimiz selatü selamlar getirmeli ve bizi çok sevdiğini yevmul mahşer de,' cennetin kapıları sonuna dek açılıp buyur ya nebi buyur ya resul denildiğinde, bizi almadan cennete girmeyi kabul etmeyen efendimizin sevgisine nail olmalıyız.
Kaza ve nafile namaz kılıp,tefekkürde bulunmalı özü itibariyle ıhsan şuurülya ihya etmeliyiz.
Mu'min kardeşlerimize dua etmeli ve helallik almalıyız.
Günahlarımıza samimi olanlar tövbe ve istiğfarda bulunmalı bu geceyi belki de son gecemiz olarak düşünmeliyiz. Bu kandil ve ve gecelerinin gündüzlerini oruç tutmalıyız.


Dua: Ey Merhametlilerin En Merhametlisi Beni,Annemi,Babamı,Ailemi Ve Tüm İnanan Kardeşlerimi Bağışla Ve Affet Cehennem Azabından Koru.
Rabbim Sana Layık Kul,Habibine Layık Ümmet Eyle 
Dünyada Acı Ve Zulüm Çeken Kardeşlerimize İmdat Eyle. 

Amin